Öyle bir işkence ki halkı isyana sevk eder!

  • Ana Sayfa
  • Öyle bir işkence ki halkı isyana sevk eder!
Öyle bir işkence ki halkı isyana sevk eder!
Tutuklu Arif Çelebi’nin, Sedat Selim Ay’dan gördüğü işkence ve tacizi anlatan mektubuna Tekirdağ Cezaevi yönetimi “halkı paniğe sevk eder” diye el koydu Abone ol

Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Arif Çelebi’nin, Terörle Mücadeleden Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı’na atanan Sedat Selim Ay’dan gördüğü işkenceleri anlattığı faks, cezaevi yönetimi tarafından “Kişi ve kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgiler” içerdiği gerekçesiyle yasaklandı. Taraf ’a gönderdiği faksın yerine ulaştırılmamasını bir başka Promosyon Kalem faksla eleştiren Çelebi, “Gördüğünüz gibi mesele sadece o şahsın terfi ettirilmesi değil, etrafındaki koruma çemberinin genişliğidir” dedi.

Ben de işkence gördüm MLKP’ye yönelik operasyon kapsamında 21-22 Şubat 1997’de gözaltına alınan emniyette işkence gören Arif Çelebi, Taraf Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’a hitaben gönderdiği faksta şunları söyledi: “25/07/12 tarihinde adınıza Taraf gazetesine iki sayfalık fax gönderdim. ‘Gönderdim’ derken hapishane idaresine teslim ettim demek istedim. Sedat Selim Ay verdiği röportajda, işkence gördüğünü iddia edenlerin aldığı doktor raporlarının işkenceyle ilgili olmadığını belirtiyordu. Ben de raporu alanlardanım. Devletin yargısı, içinde o şahsın da olduğu kişilerin bana ve başkalarına işkence yaptığına hükmetti. O şahıs ‘raporlar işkenceyle ilgili değil’ deyince raporun hangi koşullarda alındığını ve içeriğinin ne olduğunu size anlatmak istedim. İstedim ama olmadı. Hapishane Disiplin Kurulu Başkanlığı ‘kişi ve kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri...’ içerdiği gerekçesiyle faksı göndermeme kararı aldı. Anlayacağınız, mahkeme kararları ile iki kez çok sayıda kişiye işkence yapmaktan mahkûm olmuş kişiye işkenceci, bana yapılana ise işkence dediğim için ‘yalan ve yanlış bilgilerle kişi ve kuruluşları paniğe yöneltmekle’ itham edildim. Disiplin kurulunda kurum müdüründen atölye şefine, öğretmenden infaz koruma baş memuruna yedi memurun imzası var. Gördüğünüz gibi mesele sadece o şahsın terfi ettirilmesi değil, etrafındaki koruma çemberinin genişliğidir de. İçişleri Bakanlığı’ndan Atölye Şefine kadar koruma zırhı gerilmiş o şahsa ve o şahsın yaptığı ‘şey’e.”



Kategori : GÜNCEL